Kuzey ve Batı Sicilya: Palermo, Trapani, Erice, Cefalu ve Egadi Adaları

Akıllarda Mafya filmleri ile yer eden Sicilya, yemekleri, şarapları, tarihi, kültürü ile bir cennet. Araplar, Normanlar, Yunanlar, İtalyanlar gibi pek çok kültürün izlerini taşıyan Sicilya adasında hem yapacak hem görecek çok şey var.

IMG_0523

Okumaya devam et

Münih: Buğday Biraları Diyarı

Oktoberfest gibi festivalleri ile bilinen Münih Bavyera eyaletinin başkenti ve en büyük şehri. Bavyera bölgesi, tarihi, kültürü, siyaseti ve mutfağı ile neredeyse Almanya’dan farklı bir ülke sayılabilir. Amerika ve Avrupa’da Almanya denince akıllara ilk gelen kısa deri pantolonlu, koca bira bardaklı, tüylü şapkalı Alman imajı Almanya’nın büyük çoğu ile alakası olmayan ve daha çok Münih’i temsil eden bir imaj. Bu durumda Münih için Almanya’nın dünyadaki imajını yaratan şehir de denebilir.

IMG_7757

Okumaya devam et

Bordeaux – Bağbozumu ve Şarap

Üzümleri ve şarapları ile dünyaca ünlü olan Bordeaux, güney Fransa’nın Akitanya eyaleti ve Gironde bölgesinin en büyük şehri. Şarap üreticiliği yanında kültür, sanat, ticaret ve gastronomi alanında da iddialı olan Bordeaux ve çevresi, Fransa’nın kuzeyinden farklı olarak hem iklimi hem de insanları ve kültürü ile oldukça güneyli. Bordeaux’ya gitmek için en bizce en ideal zaman ise Eylül sonu ve Ekim başına denk gelen bağbozumu zamanı ya da hemen öncesi.

uzum

Okumaya devam et

Roma

Dünyada en çok ziyaret edilen şehirlerden olan Roma ile internette birçok rehber, blog yazısı ve tavsiye kolayca bulunabilir. Roma o kadar popüler ki “Roma, Açık Şehir”, “Roma Tatili”, “La Dolce Vita”, “To Rome with Love” ve “Yetenekli Bay Ripley” gibi yüzlerce ünlü film ve edebi eserin de mekanı olarak kullanılmış. Bu nedenle biz şehrin ilk akla gelen yerlerini kısaca geçip, bizim özellikle sevdiğimiz diğer bazı mekanları yazalım dedik.

genelr

Okumaya devam et

Tayland: Bangkok ve Çevresi

Tayland “gülümseyen insanların ülkesi” olarak da bilinir. Refah açısından üst sıralarda yer alan bir ülke olmasa da Tayland’lıların genel ruh halleri bu mutluluğun herhalde en büyük nedeni.  Tayland’da uzakdoğuya daha önce gitmemiş ve tam olarak ne beklediğinden ya da neyle karşılaşacağından emin olamayanlar için, gerektiğinde Avrupa standartlarında istendiğinde ise dünyanın bambaşka bir köşesinde olduğunuzu tamamen hissettirecek derecede farklı ve şaşırtıcı seçenekler var. Yeme içmeden, tarih ve kültüre kadar Tayland’ın sunduğu çeşitlilik gerçekten etkileyici.

Rahip1

Okumaya devam et

Bask Ülkesi – Bilbao, San Sebastian, Biarritz

Euskadi Baskça’da Baskların Ülkesi demek. Dördü İspanya, üçü Fransa’da kalan toplam yedi eyaletten oluşan Bask ülkesi, genellikle dünyaca ünlenmiş nefis yemekleri ve  İspanyolcadan tamamen farklı olan karışık dili ile tanınıyor. San Sebastian Film Festivali vesilesiyle gittiğimiz ve birkaç gün boyunca üç büyük şehrini ziyaret ettiğimiz Bask ülkesini hakkıyla keşfedebilmek için aslında çok daha uzun bir gezi gerektiğini farkettik. Bask’a geleceklere tavsiyemiz eğer yeme/ içme ve kültür odaklı seyahatlerden hoşlanıyorlarsa buraya en az bir hafta ayırmak.

Okumaya devam et

Endonezya – Bali

Bir zamanlar sadece backpacker’ların ve maceraperestlerin ziyaret ettiği Bali adası otuz kırk yıl içinde hızla Asya’nın büyük turizm merkezlerinden biri haline gelmiş. Bali Endonezya’da Hindu geleneklerinin hala yaşadığı tek ada. Özellikle Avustralyalılar ve diğer Pasifik ülkelerinden bu adaya gelen turistler oldukça fazla. Biz de Endonezya’ya ilk seyahatimizi Bali’ye yaptık. Hollanda’dan Hong Kong aktarmalı bir uçuşla toplamda 17 saat uçarak vardığımız Bali’de 10 gün kaldık. Muson yağmurlarının başladığı mevsimde gittiğimiz Bali’de belki deniz ve güneşten çok da faydalanamadık ama bu vesileyle adanın tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini keşfetmeye de bol bol fırsatımız oldu.

Okumaya devam et

Slovenya – Ljubljana

Slovenya coğrafi konumu ve kültürü sayesinde Balkanlar, Akdeniz ve Orta Avrupa’nın etkilerini hissedebileceğiniz bir ülke. Slovenya’nın başkenti olan ve adını yazarken hala zorlandığımız Ljubljana biraz İtalyan biraz Alman biraz da Balkan şehirlerini andıran ufak ve sevimli bir şehir. Yalnız şu var ki bu küçük şehir nüfusuna göre hem tarih, hem yeme içme hem de kültür sanat anlamında görecek ve yapacak çok fazla şey sunuyor. Yolu Balkanların batısına düşenlere mutlaka birkaç günlüğüne Ljubljana’ya uğrayıp keyfini çıkarmalarını tavsiye ederiz.

Okumaya devam et

Polonya – Krakow

Krakow uzun zamandır gidilecek yerler listemizin başlarındaydı. Ama ucuz ve sık uçuşlar sayesinde gitmenin pek çok yere göre kolay olması bu seyahatimizi sürekli ileriye attı. Sonunda Polonya için rekor sıcakların yaşandığı bir Nisan sonu birkaç günlüğüne Krakow’a gittik. Leh İmparatorluğunun Varşova’dan önceki başkenti olan, zengin bir tarih ve kültüre sahip, Schindler’in Listesi gibi filmlerin geçtiği mekan olan bu şehri çok sevdik. Krakow sadece tarih ve kültürü ile değil, insanları, gece hayatı ve yeme içme imkanları ile de çok keyifli bir şehir. Üç günlük seyahatimizde buraya doyamadığımızı hissettik ve ilk fırsatta tekrar gelmeye karar verdik.

Okumaya devam et

BeNeLux’ün Lux’ü: Lüksemburg

BENELUX bölgesi bilindiği gibi üç ülkeden, yani: Belçika, Hollanda ve Lüksemburg’tan oluşuyor. Biz Hollanda’da yaşadığımız ve Belçika’ya da çok sık gidip geldiğimiz için adları hep birlikte anılan bu ülkelerden Lüksemburg’un bir gezi için çok da ilginç ve farklı olacağını beklemiyorduk. Bu nedenle Lüksemburg gezimiz oldukça geç kalmış bir gezi oldu. Bunda Lüksemburg’un bölgenin ana rotalarının biraz dışında hafif sapa bir konumda bulunmasının da etkisi oldu. Lüksemburg’u gördükten sonra yanıldığımızı farkettik. Fransız, Alman ve Flaman kültürlerinin kesişim noktasında konumlanmış bu küçük dükalık hem kültür ve tarih hem de doğa seyahatlerinden hoşlananlar için gayet keyifli bir seçim olabilir.

Okumaya devam et