Bergen: Norveçli Balıkçılar ve Vikinglerin Memleketi

Bir zamanlar İskandinavya’nın en büyük kenti ve ticaret limanı olan Bergen, bugün tüm dünyada  Norveçli balıkçılar ve somon balığı denince akla ilk gelen yer. Tabi ki şehrin tek özelliği dünyaca ünlü balıkçıları ve taze balıkları değil:  Norveç’i tanıtan poster veya web sitelerinde, arkasında karlı dağlar ve deniz kenarında pastel renkleriyle sıralanan, rengarenk evleri ile bir şehir gördüyseniz, bunun Bergen olma ihtimali de çok yüksek. Bergen, gerçekten de uzaktan veya kuşbakışı görünüşü kartpostal güzelliğinde olan şehirlerden biri. Çevresinde dik kayalıklar ve dağlarla çevrili birbirinden güzel fyordlar olan Bergen’de, yılın her vakti serin, yağmurlu veya karlı olan havasına çok da takılmazsanız hem görecek hem de yapacak çok fazla şey var.

IMG_7366

Okumaya devam et

Oslo: Mavi, Yeşil ve Beyaz

Birçok araştırmaya gore Avrupa’nın en pahalı kenti olan Oslo, aynı zamanda dünyanın İnsani Gelişmişlik Endeksi ve Hayat Kalitesi en yüksek kenti. Avrupa Birliğine katılmayı yıllardır ellerinin tersiyle iten Norveçliler kuzeyde petrol, balıkçılık ve ağır sanayinin de yardımıyla dünyanın ekonomisi en sarsılmaz refah devletlerinden birini yaratmışlar. Norveçlilerin ataları Vikingler’in izlerini köşe bucak sürebileceğiniz Oslo, Münch ve Ibsen gibi ressam ve edebiyatçıların da memleketi. Balık ve av eti ağırlıklı mutfakları ise mutlaka denemeye değer.

IMG_6239

Okumaya devam et

Kuzey ve Batı Sicilya: Palermo, Trapani, Erice, Cefalu ve Egadi Adaları

Akıllarda Mafya filmleri ile yer eden Sicilya, yemekleri, şarapları, tarihi, kültürü ile bir cennet. Araplar, Normanlar, Yunanlar, İtalyanlar gibi pek çok kültürün izlerini taşıyan Sicilya adasında hem yapacak hem görecek çok şey var.

IMG_0523

Okumaya devam et

Dubrovnik: Hırvatistan’ın Güney Köşesi

Dubrovnik, İtalya’dan Karadağ’a kadar Adriyatik boyunca ip gibi uzanan Hırvatistan kıyılarının en güney ucundaki  şehir. Bölgede açık farkla en çok ziyaretçi alan yer olan Dubrovnik, güzel ve karakterli bir tarihi kent merkezine sahip. Dubrovnik’in çevresi de birbirinden güzel adalar, plajlar ve köylerle dolu. Dubrovnik benzer güzellikte ama daha sakin olan Karadağ kıyılarına ve Bosna-Hersek’in Mostar gibi güzel kentlerine de oldukça yakın.

IMG_8545

Okumaya devam et

Atina: Akdeniz’in Keyif Başkenti

Sıcak, canlı ve hareketli kentleri sevenlerin Atina’yı sevmemesi mümkün değil. Atina diğer bazı Avrupa kentleri gibi dış güzelliği ile değil, enerjisi, hayattan keyif almayı bilen insanları ve mükemmel yeme içme imkanları ile etkileyici olan kentlerden. Biz de Atina seyahatimizi yazarken  hakkında çokça bilgi ve rehber bulabilecek anıt ve tarihi eserleri kısa geçip, şehirde dolaşırken hoşumuza giden mahalleleri ve mekanlara daha fazla yer verelim dedik.

polis11

Okumaya devam et

Bordeaux – Bağbozumu ve Şarap

Üzümleri ve şarapları ile dünyaca ünlü olan Bordeaux, güney Fransa’nın Akitanya eyaleti ve Gironde bölgesinin en büyük şehri. Şarap üreticiliği yanında kültür, sanat, ticaret ve gastronomi alanında da iddialı olan Bordeaux ve çevresi, Fransa’nın kuzeyinden farklı olarak hem iklimi hem de insanları ve kültürü ile oldukça güneyli. Bordeaux’ya gitmek için en bizce en ideal zaman ise Eylül sonu ve Ekim başına denk gelen bağbozumu zamanı ya da hemen öncesi.

uzum

Okumaya devam et

Portekiz – Lizbon, Sintra ve Cabo de Roca

Enis Batur’un Acı Bilgi romanı, hayat yorgunu baş kahramanın bir gün Elviro Guarçez adına düzenlenmiş sahte pasaport ile Portekiz’e doğru yola çıkmasıyla başlar. Fransız şair Baudelaire de bir denemesinde  “Lizbon’da yaşamak sence nasıl bir fikir?” sorusuna “orası öyle sıcak bir yer ki, kertenkele gibi mutlu mesut ve tüm gün güneşlenebilirsin” cevabını verir. Avrupa’nın batı ucunda üç yandan İspanya ve bir yanından Atlas okyanusuyla çevrelenmiş küçük ve kendi halinde Portekiz hem Avrupa’nın hengame ve gürültüsünden kaçıp uzaklaşmak hem de yılın büyük bölümünü güneşin altında geçirmek isteyenler için akla gelecek yerlerden.

trm28

Okumaya devam et

Kanarya Adaları – Gomera

Bu yazının kısa ve farklı bir versiyonu Hürriyet Seyahat’in 28 Ocak 2013 tarihli sayısında yayınlanmıştır.

Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşif yolculuğu öncesi mola verdiği son durak olan Gomera adası o kadar dağlık ve engebeli ki bir uçtan bir uca sadece 20 kilometre olan adayı katetmek iki saatten fazla sürebiliyor. Belki de bu nedenle dünyada kendi gramerine sahip ve koruma altındaki ıslık dilinin (silbo) konuşulduğu tek ada La Gomera. Gomera adasında yıl boyunca yağmurun eksik olmadığı sık ormanlar ve sürekli güneşli sahil bölgeleri ile yüzölçümünden beklenmeyecek bir iklim ve bitki çeşitliliğine sahip. Türkiye’de oldukça sevilen yazar Alain de Botton da bir röportajında Gomera adasını seyahatlerinde kendisini en çok etkileyen 10 yerden biri olarak saymıştı.

IMG_3183

Okumaya devam et

Kanarya Adaları – Tenerife

Tenerife adası İspanya’ya bağlı özerk Kanaryalar eyaletinin başkenti ve Kanarya Adaları içinde yüzölçümü ve nüfus olarak en büyük ada. Bu nedenle Tenerife adası, gemiyle diğer Kanarya adalarına ulaşım açısından da merkez alınabilecek bir yer. Adanın tam ortasında bulunan 3900 metre yüksekliğindeki El Teide dağı ve çevresindeki sık ormanlar nedeniyle adada çok farklı iklimler aynı anda yaşanıyor. Tenerife’nin ortasında yer alan dağlık bölgeler karlıyken, aynı anda adanın sahil bölgelerinde 30 derece sıcaklıkta deniz ve güneşin tadı çıkarılabilir. Tenerife sadece deniz-kum için değil aynı zamanda kültür, trekking, kanarya mutfağı gibi pek çok nedenden dolayı özellikle kışın tercih edilebilir.

IMG_3347

Okumaya devam et