Kuzey ve Batı Sicilya: Palermo, Trapani, Erice, Cefalu ve Egadi Adaları

Akıllarda Mafya filmleri ile yer eden Sicilya, yemekleri, şarapları, tarihi, kültürü ile bir cennet. Araplar, Normanlar, Yunanlar, İtalyanlar gibi pek çok kültürün izlerini taşıyan Sicilya adasında hem yapacak hem görecek çok şey var.

IMG_0523

Okumaya devam et

Atina: Akdeniz’in Keyif Başkenti

Sıcak, canlı ve hareketli kentleri sevenlerin Atina’yı sevmemesi mümkün değil. Atina diğer bazı Avrupa kentleri gibi dış güzelliği ile değil, enerjisi, hayattan keyif almayı bilen insanları ve mükemmel yeme içme imkanları ile etkileyici olan kentlerden. Biz de Atina seyahatimizi yazarken  hakkında çokça bilgi ve rehber bulabilecek anıt ve tarihi eserleri kısa geçip, şehirde dolaşırken hoşumuza giden mahalleleri ve mekanlara daha fazla yer verelim dedik.

polis11

Okumaya devam et

İrlanda – Dublin

James Joyce, Bernard Shaw ve Oscar Wilde gibi edebiyatçıları ve tarihi pub’ları ile ünlü Dublin’in havası öyle değişken ki Dublin’liler “yarın hava nasıl olacak” sorusuna bile “bekleyip görmek lazım” diye cevap veriyorlar. Hep güneşli havada seyahat edemeyeceğimize göre, havayı pek de fazla dert etmeyip Avrupa’nın köklü tarihi ve edebiyat geleneği yanında en güzel pub’larına ve en keyifli gece hayatına sahip şehirlerinden olan Dublin’i ziyaret etmekte fayda var.

IMG_4555

Okumaya devam et

Tayland: Bangkok ve Çevresi

Tayland “gülümseyen insanların ülkesi” olarak da bilinir. Refah açısından üst sıralarda yer alan bir ülke olmasa da Tayland’lıların genel ruh halleri bu mutluluğun herhalde en büyük nedeni.  Tayland’da uzakdoğuya daha önce gitmemiş ve tam olarak ne beklediğinden ya da neyle karşılaşacağından emin olamayanlar için, gerektiğinde Avrupa standartlarında istendiğinde ise dünyanın bambaşka bir köşesinde olduğunuzu tamamen hissettirecek derecede farklı ve şaşırtıcı seçenekler var. Yeme içmeden, tarih ve kültüre kadar Tayland’ın sunduğu çeşitlilik gerçekten etkileyici.

Rahip1

Okumaya devam et

Hırvatistan – Istria Bölgesi (Rovinj, Pula ve Porec)

Hırvatistan’a ilk gezimizi Türkiye’ye göre uzak ve sapa olması nedeniyle Türkiyeli gezginlerin yolunun pek düşmediği Istria bölgesine yaptık. Istria Hırvatistan’ın en batısında İtalya ile komşu, coğrafi olarak Dubrovnik, Split gibi daha turistik olan sahil şehirlerinden görece kopuk, kalp şeklinde bir yarımada. Istria Hırvatistan’da kültürel olarak da İtalya ile en yakın bölge. Bu bölgede İtalyanca Hırvatça’dan sonra en çok konuşulan dil. Istria’da hala dili, kültürü ve yemekleri ile balkan kültürünü latin kültürü ile kaynaştıran bir İtalyan azınlık yaşıyor. Istria bölgesine kırmızı kiremitli evleri, şarapları, ve dağlık köyler arasında uzanan üzüm bağları nedeniyle Hırvatistan’ın Toscana’sı da deniyor.

Okumaya devam et

Boston – Cambridge

Cambridge, Harvard ve MIT üniversitelerinin bulunduğu semt. Zamanında ayrı bir şehir iken zamanla Boston şehrinin bir bölümü haline gelmiş. Cambridge, Boston’da Charles nehrinin kuzey kıyısı boyunca uzanıyor. Her iki üniversite de kampüs binalarını gezmek ve derslerin büyük bir çoğunluğuna katılmak mümkün.

Okumaya devam et

Boston – Downtown, North End, South End, Charlestown

Boston 1773 yılında ABD’nın bağımsızlığını kazandığı tarihi Çay Partisi (Tea Party) ile ünlü bir şehir. Bugün ABD’nin New England bölgesinin merkezi olan Boston, birçok üniversite ve firmanın burada bulunması nedeniyle Amerika’ya yolu düşenlerin en çok gittiği şehirlerden. Boston, tarih, kültür ve yeme içme yönlerinden zengin bir kent. Bize çok sevdiğimiz New York’un daha küçük ve yaşanılabilir bir hali gibi geldi. Toplam bir hafta kaldığımız Boston’da yapacak ve görecek o kadar çok şey vardı ki önceden gitmeyi planladığımız Salem ve New England adaları gibi pek çok yere gitmeye vaktimiz kalmadı. Değişken havası zaman zaman gezi planlarımızı değiştirmemize neden olsa da Boston’u tarih, kültür, yeme ve içme merkezli gezileri seven herkese öneririz.

Okumaya devam et

Malta – Valletta

Malta’ya uzun zamandır gitmek istiyorduk. Güney Akdeniz’de sıcak iklime sahip küçük bir ada ülke olması, tarihi, dil ve yaşam tarzı olarak İtalyan ve Arap kültürlerinin etkilerini taşıması burayı bizim için cazip hale getiriyordu. Nihayet kışın ortasında Malta için oldukça soğuk sayılabilecek yağmurlu ve fırtınalı bir kaç günü Malta’ya ayırmaya fırsatımız oldu. Malta’da geçirdiğimiz günlerin bu ülkenin karnavalına denk gelmesi ise şanslı olduğumuz tek konuydu. Malta’ya en kısa zamanda yeniden, ama bu sefer yılın daha sıcak bir zamanında gitmek istiyoruz. Yine de bu ilk Malta seyahatimizde gezip gördüğümüz bazı yerleri buraya not düştük.

Okumaya devam et

Barcelona – La Barceloneta ve Sahil Bölgesi

Barcelona Avrupa’da bir kaç dakikalık kısa bir yürüyüşle sahile inip ince kumlu plajda denize girilebilen ender şehirlerden. La Barceloneta eski liman bölgesinden olimpiyat köyüne kadar uzanan sahil bölgesi ve plaja verilen genel isim. Bu bölgede hem turistlerin hem de Barcelonalıların gittiği pek çok restoran, cafe ve bar var. Herşey bir yana hiç bir vasıta kullanmadan şehir merkezinden plaja inebilmek güzel bir duygu.

Okumaya devam et

Barcelona – El Born Bölgesi

El Born, Barcelona’daki yeni favori mahallemiz. Diğer mahallere nazaran daha az turistik ve nispeten sakin olması, tarihi şehir içinde liman ve Barri Gotic bölgesi arasında gayet iyi bir konumda bulunması, genellikle genç Barcelonalıların vakit geçirdiği çok sayıda cafe ve barın burada olması, tarihi atmosferi, etnik kültürel çeşitliliği ve pek çok Bask tavernası ve pintxos restoranının burada bulunması El Born bölgesini sevmemizin bir kaç nedeni.

Okumaya devam et