Washington D.C Beyaz Saray’dan Pentagon’a Amerika denince ilk akla gelen birçok şeyin bulunduğu bir yer. Amerikan başkanından senatörlere her eyaletten siyasetçilerin ve dünyanın her yerinden diplomatların doldurduğu Washington D.C’yi sıkıcı bir bürokrat şehri sanan fena yanılır. Sakinlerinin kısaca D.C dediği şehrin tarih, kültür, eğlence, yeme ve içme gibi farklı yönleriyle sunduğu şeyler o kadar çok renkli ve fazla ki burada günlerce değil haftalarca ve hatta aylarca farklı şeyler yaparak ve görerek hiç sıkılmadan vakit geçirmek gayet mümkün.
National Mall
Amerikan tarihinde iz bırakmış tüm kişi ve olayların anısına dikilen devasa anıtlarının bulunduğu National Mall bölgesini Washington D.C’ye her yıl gelen milyonlarca turist hiç boş bırakmıyor. Burada filmlerden hatırlayacağınız Lincoln anıtından, Martin Luther King’in ünlü “I have a dream” konuşmasını yaptığı dev havuza kadar onlarca dev anıt var. Bu bölge ve anıtlar o kadar büyük ki sadece bu bölgeyi gezmek bile bir güne sığmayabilir. Circulator adı verilen ve bu bölgedeki her önemli anıtta durup yolcu alan özel otobüsler tüm anıtların çevresini dolaşmak isteyenler için zaman kazandıran bir seçenek olabilir.
Beyaz Saray
Washington D.C denince çoğu insanın aklına ilk Beyaz Saray (White House) gelir. Burayı her yıl milyonlarca turist ziyaret ediyor. Beyaz Saray’ın içini gezmek mümkün olmasa da çevresini dolaşabilir ve etrafındaki diğer görkemli devlet binalarını gezebilirsiniz.
1950 ve 60’ların ünlü siyah hakları savunucusu ve aktivist Martin Luther King adına dikilen anıt gördüğümüz anıtlar arasında en etkileyici olanlardandı. Bu anıtın tasarımı, uzaktan görünüşü ve üzerinde yazan metinler oldukça etkileyici.
Smithsonian Müzeleri
Smithsonian ABD hükümetine bağlı, dünyanın en büyük müzeler grubunun adı. ABD’nin önde gelen şehirlerinde farklı konularda devasa müzeler kuran Smithsonian’ın müzelerinin en çok bulunduğu kent tabi ki başkent Washington D.C. Amerikan Tarihi Müzesi, Amerikan Sanatı Müzesi, Amerikan Yerlileri Müzesi, Uzay ve Havacılık Müzesi bunlar arasında bizim en ilginç bulduklarımız. Müzelerin tümü çok büyük, ve koleksiyonları çok zengin. Yani müze gezmeye meraklıysanız Washington D.C müzelerini gezmenin günler alabileceğini hesaba katın.
D.C. Caddeleri
Şehri kuzeyden güneye dikey kesen caddeler numaralarla, batıdan doğuya yatay kesen caddeler ise alfabedeki harfler ile isimlendirilmiş. Cadde isimlerindeki bu mantığı kavrayınca gördüğünüz bir adresin şehrin yaklaşık neresinde olduğunu kestirmeniz çok kolay oluyor.
Beyaz saray, anıtlar ve müzel dışında Washington D.C’nin en güzel yanlarından biri birbirinden keyifli mahalleleri. Kentin Adams Morgan, Capitol Hill, Dupont Circle gibi hepsi birbirinden farklı özellikleriyle öne çıkan zevkle gezilip vakit geçirilebilecek mahalleleri var.
Adams Morgan
Burası 20-30 yıl önce şehire sonradan yerleşen farklı etnik gruplardan insanların yaşadığı bir semt iken, son yıllarda açılan yüzlerce kafe, restoran, pub, butik ve kitapçı ile şehrin kültürel olarak en canlı ve en keyifli mahallelerinden birine dönüşmüş. Adams Morgan’ı kuzeyden güneye kesen 18. cadde boylu boyunca sıralanan kafe, restoran ve barları ile Washington D.C’nin en güzel ve yaşayan caddelerinden biri.
Dupont Circle
Sanat galerileri, dükkanları, kafe ve barları ile hem gündüz hem gece hoşça vakit geçirilebilecek diğer bir mahalle Dupont Circle. Embassy Row denen bölgede dünyadaki hemen hemen tüm ülkelerin birbirinden güzel büyükelçilik binaları var.
U-Street
Şehri doğudan batıya kesen bu büyük cadde 1960’lı yıllara kadar zenci toplumu ve kültürünün A.B.D’deki merkezi kabul ediliyormuş. Buradaki gece klübü ve caz barların çokluğu yüzünden buraya uzun süre Siyah Broadway de denmiş. Duke Ellington gibi bir çok siyah müzisyen bu cadde çevresinde doğmuş, büyümüş ve ünlenmişler.
Bu cadde üzerinde zencilerin kurduğu ve işlettiği yüzlerce işyeri var. Bill Cosby ve Obama’nın favorisi Ben’s Chilli Bowl U Street üzerinde. Amerika’da zencilerin kurduğu ve işlettiği ve sadece siyahlara hizmet veren ilk banka bile bu cadde üzerinde kurulmuş.
14. Cadde
Şehri kuzeyden güneye dik kesen caddeler içinde en keyiflisi bizce 14. Cadde. Kuzeyde U Street ile de kesişen bu cadde üzerinde bira bahçelerinden, kafelere, ikinci el butiklerden kitapçılara ve gece klüplerine kadar ne ararsanız bulabilirsiniz.
Capitol Hill
Kongre binası, kütüphanesi ve yüksek mahkemenin de bulunduğu D.C’nin en eski ve güzel mahallelerinden biri. Botanik Bahçeleri ve şehrin en güzel pazarlarından olan Eastern Market de burada. Özellikle Eastern Market çevresinde güzel cafe ve restoranlar var.
Georgetown
Eskiden Washington D.C’nin hemen yanında, bağımsız, küçük ve şirin bir kent olsa da Georgetown bugün D.C’nin bir mahallesi. Potomac nehri kıyısı boyunca uzanan ve Georgetown Üniversitesinin de bulunduğu Washington D.C’nin bu en eski, tarihi ve karakterli bölgesi bizim D.C mahalleleri arasında favorimiz oldu diyebiliriz. Georgetown’u doğudan batıya kesen ana cadde olan M caddesi üzerinde kafe, restoran, bar, butik ve mağazalar ne ararsanız var.
George Town üniversitesinin kampüsü, binaları ve bahçeleri de mutlaka gezmeye değer.
Birçok büyük ABD kentinde olduğu gibi D.C’nin de bir Çin Mahallesi var. Geceleri ışıklandırılınca daha bir güzel görünüyor.
Yeme İçme
Washington D.C’ye gidenlerin dikkatini ilk çeken şeylerden biri şehirdeki yeme içme seçeneklerinin bolluğu. Bu Washington D.C yerlilerinin de şehirle ilgili en çok gurur duyduğu konulardan. Dünyanın en küçük ada ülkeleri dahil akla gelebilecek her ülkesinin en azından diplomatlarının bu şehirde mutlaka bulunduğunu düşünürsek bu bolluğun nedeni anlaşılır. Burada her ülke ve kültüre ait yemeklerin lezzetlisini yemek mümkün.
Ben’s Chilli Bowl
Washington D.C şehrinin tartışmasız fast food efsanesi kendi özel tarifiyle hazırlanmış acı soslu sosis satan bu küçük dükkan. Burayı 1950’li yıllarda Washington’da dişçilik okuyan Trinidadlı Ben Ali kurmuş. Kısa zamanda lezzeti ile efsane olan mekanın ünü alıp yürümüş. Billy Cozby, Nat King Cole, Miles Davis, George Bush buranın müdavimi olmuş. Obama seçim kazandığı akşamlar gelip burada sosisli yemiş. Ufacık mekan günün her saati arı kovanı gibi tıklım tıklım. İçeride hareket etmek bile zor olsa da acılı sosisler gerçekten çok lezzetli.
Küçük Etiyopya ve Dukem
Washington D.C. Etiyopya dışında dünyada en çok Etiyopyalının yaşadığı yer. Şehirde taksi şöförlerinin hemen tümünün Etiyopyalı olması hemen dikkatinizi çekecek. 1970’lerde D.C’ye yerleşmeye başlayan Etiyopyalılar özellikle Adams Morgan ve U-Street bölgelerine yerleşip buralarda yüzlerce Etiyopya restoranı ve işletmesi kurmuş ve buraları Küçük Etiyopya haline getirmişler. D.C’de Etiyopya mutfağı ve kültürü ile ilgili ne ararsanız var.
Dukem
Bu kadar Etiyopyalının olduğu D.C’de haliyle Etiyopya restoranlarının en iyi örnekleri de bulunabiliyor. Özellikle U Street ve Adams Morgan bölgesinde birbirinden güzel bir çok Etiyopya restoranı var. İyi Etiyopya restoranları konusunda çoğu zaten Etiyopyalı olan taksicilereden de tavsiye alabilirsiniz. Biz U Street üzerinde epey sevilen Dukem adlı restorana gittik. Tipik Etiyopya menüsü genellikle injera denen ve tef unundan yapılan bir hamurun üzerinde, çeşitli baharatlarla hazırlanmış ve sulu pişirilmiş (wat) farklı et ve sebze türlerinin bol çeşitli olarak servis edilmesi ile yeniyor. Biz Etiyopya mutfağını çok olmasa D.C’ye gelmeden Avrupa’da denemiştik D.C’deki Etiyopya yemeklerini lezzetli ve özellikle Dukem’i de gayet iyi bulduk.
Akdeniz Mutfağı: Zaytinya
Başını şef Jose Andres’in çektiği Think Food Group yemek kültürü ve gastronomi üzerine uzmanlaşan yaratıcı bir kolektif. Tüm eyalette epey kafa yorup güzel şeyler ortaya koyarak farklı konseptte restoranlar açmışlar. Zaytinya bu restoranlar arasında en popülerlerinden biri. Türk, Yunan ve Lübnan mutfaklarını sentezini sunan, menüsü zengin, karakterli bir mekan.
Meze
D.C’de Türk yemekleri ve rakı özleyenler için önereğimiz bir mekan da Adams Morgan’da işlek ve hareketli 18. cadde üzerindeki Meze adlı mekan. Kebapları, et yemekleri ve künefesiyle Washington’un yerlileri arasında epey ün kazanmış.
Southern Hospitality: Güney Mutfağı
Güney eyaletlerinin mutfak kültürünü denemek isteyenler Adams Morgan’daki bu cafe restorana uğrayabilir. Aynı adlı filmden de hatırklayacağınız Kızarmış Yeşil Domateslerden yiyebilirsiniz.
İstiridye İçin: Eat the Rich
U Street üzerindeki bu mekan ABD’nin en iyi İstiridye Barları arasında gösteriliyor.
Julia’s Empanadas
Empanada Latin Amerika mutfağına has, içi et, sebze veya peynir ile doldurulmuş, şekil olarak iri poğaçayı andıran ve sıcak yenen bir atıştırmalık. ABD’de Latin Amerika kökenli çok göçmen olduğu için Empanada yapan yer çok. Julia’s Empanadas ise D.C’de Empanadayı en güzel yapan yerlerden.
Miss Saigon: En İyi Vietnamcı
Georgetown’daki bu mekan şu ana kadar gördüğümüz en iyi Vietnam restoranı olmasının yanında yine yemek yediğimiz en iyi asya restoranlarından biriydi. Pho denen Vietnam usulü sulu yemeği çok iyi yaptıklarını ekleyelim.
Kafeler
Busboys and Poets
Siyahların kurduğu, işlettiği ve sadece siyahların çalıştığı bu çok özel, mekan hem bir cafe, hem kitapçı hem de Washington D.C’nin en aktif ve tanınan zenci kültürel merkezlerinden biri. Tüm duvarlar ve raflar ABD’deki zenci mücadelesini anlatan tablolar, objeler ve sanat eserleri ile dolu. Mekan adını Amerikalı zenci şair Langston Hughes’un bir şiirinden alıyor.
Tryst
Kahve içmek ve dinlenmek için DC’nin ve Adams Morgan’ın en sevilen mekanlarından. Kahveleri lezzetli. Çalışma ortamı olarak da ideal bir mekan. Günün her saati kalabalık.
The Wydown
Şehri kuzeyden güneye kesen caddeler içinde en keyiflisi olan 14. cadde üzerinde küçük ve güzel bir üçüncü dalga kahveci. Kahveleri gibi kekleri ve pastaları da güzel.
Kramerbooks & Afterwards Cafe
Burası gördüğümüz en güzel kitap kafelerden biri. Dupont Circle tarafında. D.C sakinleri arasında da çok popüler olan mekanın muhteşem kekleri, lezzetli butik biraları, sıcak ve yardımsever çalışanları ve çok iyi seçilmiş bir kitap koleksiyonu var.
Baked & Wired: Georgetown’ın En İyisi
İç mekan olarak sadece Washington’da değil tüm ABD’de gördüğümüz kahveciler arasında en iyilerinden. Çünkü burası sadece bir kahveci değil aynı zamanda küçük bir galeri. Bütün duvarlar minik ve güzel ayrıntılarla dolu.
Birasevenler İçin: Garden District
Alman usülü bira bahçelerini sevenler için ideal yazlık mekan. Biraların çoğu Almanya’dan gelen harika buğday biraları. Sosis ve Alman bira atıştırmalığı ağırlıklı yiyecekler lezzetli. Masalar rengarenk lambaların altında kurulu.
Şarap ve Kuru Et: Mockingbird Hill
İtalyan/İspanyol usülü hazırlanmış kuru etler ve şarap sevenler buraya uğrayabilir. Mekan şehrin en keyifli caddelerinden U Street üzerinde. Mekanda çalan müzikler de güzel.
Red Velvet Cupcakery
Cupcake ve tatlı sevenler burayı es geçmesin. Hepsi kalori bombası olsa da harika cup cake’leri var. Bizce en iyisi mekanın da adı olan Red Velvet türü.
Hocam ne güzel yazmışsın. Acayip imrendim seni.